KPLAW

İş Kuleleri, Kule 3, Kat:2, 34330,
Levent / Istanbul, Turkey

CONTACT

T: +90 (212) 249 29 39
M: info@kplawtr.com

Avrupa Komisyonu’nun yeni yasa taslağı, günümüzün popüler dijital işgücü platformlarındaki çalışma koşullarını hedef alıyor. Teklif yasalaşırsa platformlar çalışan hakları için daha fazla yükümlülük üstlenmek durumunda kalabilir.

Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz günlerde dijital platformlar üzerinden hizmet sunan çalışanların statüsü ile ilgili bir yasa tasarısı teklifinde bulundu. AB ülkelerindeki 4,1 milyon kişiyi etkileyeceği tahmin edilen yeni düzenleme, dijital platformlar için çalışan sürücüleri, kuryeleri, temizlik hizmeti veren kişileri, evde bakım hizmeti verenleri, spor koçlarını ve iş bulmak için söz konusu platformları kullanan herkesi koruma altına almayı amaçlıyor. Böylelikle serbest çalışanlar işçi statüsü kazanarak daha iyi çalışma koşullarına ve yan haklara kavuşabilecek.

Dijital çalışma platformlarının sayısı son 10 yılda beş kat arttı

Günümüzde hayatın her alanında giderek ivme kazanan dijitalleşme, özellikle de Covid-19 pandemisiyle birlikte hem tüketici tarafındaki alışılagelmiş davranış biçimlerinde hem de teknoloji destekli yeni iş modellerinde büyük bir dönüşüme yol açtı. Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre, dijital çalışma platformlarının sayısı son 10 yılda beş kat arttı.

Artan hızlı tüketim talebine paralel olarak dijital platformlar büyüdükçe, bu platformlarda hizmet veren serbest çalışanların, diğer bir deyişle bağımsız yüklenicilerin sayısı da kayda değer bir artış gösterdi. Avrupa Birliği verilerine göre, AB ülkelerinde 28 milyon kişi dijital çalışma platformlarında çalışıyor ve bu rakamın 2025’e kadar 43 milyona ulaşması bekleniyor.

Serbest çalışan mı, ücretli çalışan mı?

Uygulamalar üzerinden hizmet veren dijital platformlar, hız odaklı bir iş modeli benimsiyorlar. Bu şirketlerin ancak küçük bir kısmı kendini doğrudan işveren olarak konumlandırıp “ücretli çalışan” istihdam ediyor. Buna karşılık olarak, büyüyen dijital çalışma pazarındaki oyuncuların ezici çoğunluğunda serbest çalışan uygulaması mevcut. Çalışanlarla belirsiz süreli sözleşme yerine, geçici ve kısa dönemli sözleşmeler yapılıyor. Kişiler, olası bir durumda istihdam durumlarını kanıtlamak için mahkemeye başvurmak zorunda kalıyor veya temel haklarından mahrum edilme riskini göze alarak çalışıyorlar. Dolayısıyla bu modelde ne yazık ki çalışanların çoğu sağlık sigortası, işsizlik ve engellilik sigortası ve emeklilik yardımı gibi sosyal güvenlik hizmetlerinden faydalanamıyor. Bu durum iş sağlığı ve iş güvenliği açısından da büyük bir tehdit oluşturuyor.

Öncelik çalışanı korumak

Avrupa Komisyonu’na göre, mevcut durumda 5,5 milyon kişi işverenleri tarafından yanlış sınıflandırmaya tabi tutularak kanunen “serbest çalışan” olarak nitelendiriliyor. Şirketler bu yanlış sınıflandırmayı temel alarak, kanuni yükümlülüklerini yerine getirmek adına asgari ücret uygulamasıyla yetiniyor. Yeni düzenleme ile çalışanların istihdam durumlarının doğru bir şekilde belirlenmesi ve bununla birlikte gelen tüm sosyal haklardan yararlanmaları amaçlanıyor.

Avrupa Komisyonu ayrıca işverenlerin, çalışanlarının görev atamalarında ve ücretlerini belirlemede kullandıkları yazılım ve algoritmaları şeffaflaştırmasını talep ediyor. Kişilerin yazılım ve algoritmaları denetleyebilmesi ve çalışanların haklarında verilen otomatik kararlara itiraz edebilmesi konusunda da düzenlemeler yolda.

Tüm pazarlardaki platformları iyi uygulamalara teşvik edebilir

Dünyada Amazon, Uber ve Deliveroo gibi örneklerine rastladığımız platformların Türkiye’de de çok sayıda temsilcisi var. Teklifin kabul edilmesi durumunda AB ülkelerindeki dijital platformlarla çalışanlar, çalıştıkları ülkeye bağlı olarak asgari ücret, işsizlik ve sağlık yardımları gibi yan haklar ile diğer yasal korumalara hak kazanabilecek. Bu aşamadan sonra Avrupa Birliği’nden başlayarak tüm dünyada ve ülkemizde de yeni standartlar yürürlüğe alınabilir ve bu durum hızlı market, tekstil ürünleri veya yemek siparişi iş modeliyle Türkiye’de on binlerce kişiye istihdam sağlayan platformların iş modellerini yeniden değerlendirmeleri ve hatta değişiklik yapmaları sonucunu doğurabilir.