KPLAW

İş Kuleleri, Kule 3, Kat:2, 34330,
Levent / Istanbul, Turkey

CONTACT

T: +90 (212) 249 29 39
M: info@kplawtr.com

2019 yılının aralık ayında Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan eyaletinde ortaya çıkan Covid-19 tipi koronavirüs salgını, kısa sürede tüm dünyayı etkisine almış ve o günden bugüne kadar geçen iki yıldan uzun sürede, sosyal ve ekonomik anlamda herkesi “yeni normal”e alıştırmıştır. Pandemi öncesinde toplumun büyük bir çoğunluğu için büyük bir önem arz etmeyen sosyal mesafe kuralları, dezenfektanlar, maske kullanımı ve diğer önlemler, hastalığın yayılmaması için olmazsa olmaz haline gelmiş, can kayıplarının önlenmesi amacıyla kamu otoriteleri tarafından birtakım tedbir ve yasaklar öngörülmüştür. Bu durum, çalışma hayatımızda da köklü değişiklikler yaratmış ve işveren tarafına da belirli ek yükümlülükler yüklemiştir.

Gelinen noktada; ilaç firmaları tarafından çeşitli tiplerde aşıların bulunması, toplumun aşılanma oranının artması ve salgının etkilerinin de eskiye nazaran azalması ile, pandemi sebebiyle uygulanan tedbirlerin gevşemeye başladığına şahit oluyoruz. Bu etki ile, çalışanların işyerlerine dönüşünün hızlandığını da belirtmek gerekir.

Bu doğrultuda T.C. İçişleri Bakanlığı’nın 04.03.2022 tarihli genelgesi ile pandemi sebebiyle uygulanmakta olan birçok tedbirin uygulamadan kaldırıldığı açıklandı. Ayrı ayrı her biri kritik olmakla birlikte, şüphesiz en çok dikkat çeken husus ise, “maske uygulaması” ile ilgili olandı.

Maske Takma Zorunluluğu Tamamen Kalktı mı?

04.03.2022 tarihli genelge ile, maske kullanımına ilişkin olarak;

  • Bundan böyle açık alanlar ile sosyal mesafenin uygulanabildiği ve uygun havalandırma koşullarının bulunduğu kapalı yerlerde maske kullanma zorunluluğunun uygulanmayacağı,

- Öte yandan yeni bir karar alınıncaya kadar; okul, hastane, sinema, tiyatro gibi kişiler arasında gerekli sosyal mesafenin sağlanamadığı kapalı yerler ile otobüs, minibüs, servis, tren, metro, vapur, uçak gibi her türlü toplu ulaşım araçlarında (şehirlerarası dahil) maske kullanım zorunluluğu uygulanmasına devam edileceği

öngörülmüştür.

Görüldüğü üzere, maske kullanımının, “sosyal mesafe kurallarının uygulanamadığı ve uygun havalandırma koşullarının sağlanamadığı kapalı alanlar” için devam ettiği çıkarımını yapmak, yanlış bir yorum olmayacaktır.

İşyerleri İçin Son Durum Nedir?

Kamu otoritelerince alınan kararlar ile tedbirler yavaş yavaş esnetilmeye başlatılmış ise de, işverenin işçiler için sağladığı çalışma ortamı açısından birtakım yükümlülükleri halen devam etmektedir. İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hükümleri doğrultusunda, “işçiyi koruma ve gözetme yükümlülüğü” bulunmaktadır. Bu durum, işverene, çalışma ortamının sağlıklı ve güvenli tutulmasını sağlama sorumluluğu yüklemektedir.

Bu yönden bakıldığında, maske takma zorunluluğu açık alanlarda kaldırılmışsa da, kapalı alanlar açısından sosyal mesafe kurallarının uygulanması ve uygun havalandırma koşullarının sağlanması, iş sağlığı ve güvenliği açısından halen önemini korumaktadır. Özellikle işyerine dönüşlerin de yoğunlaştığı bu dönemde, çalışma ortamının bu koşullara uygun hale getirilmesi önem arz etmektedir.

Yukarda bahsi geçen, düzenlemeler maskeye yönelik olsa da, bulaşının engellenmesi açısından gerekli diğer tedbirlerin (işyeri özelinde risk değerlendirmesi yapılması, hijyen kurallarına uyulduğunun denetimi, herkesin ulaşabileceği noktalara dezenfektan konumlandırması yapılması, ortak kullanılan alanlarda sosyal mesafenin korunmasını sağlayacak düzenin oluşturulması, işçiler için koruyucu ekipmanların sağlanması, hastalıkla ilgili alınması gereken tedbir ve uyarıların herkesin görebileceği noktalarda ilan edilmesi, riskler hakkında işçilerin bilgilendirilmesi, hastalık şüphesi bulunan işçilerin mümkünse uzaktan çalıştırılması yahut izin verilmesi vs.) İSG uzmanlarının kontrol ve denetimi ile uygulanmaya devam edilmesinde fayda bulunmaktadır. Aksi takdirde, işçiler, uygun şartlar sağlanana kadar çalışmaktan kaçınabilecektir.

Bir diğer yandan, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, sadece işverenlere değil, işçilere de birtakım ödevler yüklemektedir. Kanun gereği; işçilerin de, kendilerinin ve çalışma arkadaşlarının sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlü kılınmışlardır. Aksi takdirde, işverenin fesih hakkı bulunup bulunmadığı sorusu gündeme gelecektir. Bir görüşe göre, İş Kanunu’nda “işçinin işin güvenliğini kendi isteği ya da savsaması ile tehlikeye düşürmesi” sebebiyle işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebeple feshedilebilir. Fakat bizim de katıldığımız görüş, bu durumda, işçinin iş sözleşmesinin “geçerli sebebe dayanarak” feshedilebileceği yönündedir. Geçerli fesih gündeme geldiğinde ise, “feshin son çare olması” ilkesine riayet edilmesi, kritik önem arz edecektir.

 

Sonuç olarak; hastalığın özellikle belirli risk grupları için halen ölümcül olduğu unutulmamalı, hastalıktan korunmak için gerekli tedbirlere uyum sağlanmalıdır.

İşyerlerinde alınması gerekli önlemlerle ilgili detaylı bilgiye aşağıdaki linkte yer alan T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın “İşyerlerinde Covid-19 ile Mücadele Kapsamında Sıkça Sorulan Sorular” rehberinden ulaşılabilir.