KPLAW

İş Kuleleri, Kule 3, Kat:2, 34330,
Levent / Istanbul, Turkey

CONTACT

T: +90 (212) 249 29 39
M: info@kplawtr.com

“Elzem olan bankacılıktır, bankalar değil…” (Bill Gates, 1994)

Teknoloji çağı olarak nitelendirilebilen 21. Yüzyılda, birçok halka açık şirket, internet merkezli ve platforma dayalı iş modellerine sahip. Dijitalleşme trendi ile internet ve teknoloji odaklı serüven diğer sektörlerde olduğu gibi finans sektöründe de etkilerini göstermekte. Bunun en güzel örneği ise günümüzün trendi olan ve gelişmelere açık ‘Neobankacılık’ banka anlayışı olarak tanımlanabilir.  Bir dizi FinTek bankacılığı girişiminden biri olan neobankalar sayesinde müşteriler, finans kurumları ile ilgili tüm işlemlerini dijital ortamda gerçekleştirebilmektedir. Öyle ki, bu sistemde, fiziksel şubesi olmayan bu dijital bankalarda süreç, bilgisayarlar ve telefonlar üzerinden tüm bankacılık işlemlerini yapabilmekten geçmektedir. Müşteriler yönünden faydası, bu tür bankaların bilançolarında şube açılışı gibi maliyet kalemleri bulunmadığı için düşük ücret, komisyon ve faiz oranları ile bankacılık ürün ve hizmetlerden faydalanabiliyor olmasıdır. Bundan başka olarak, müşterilerin, uluslararası para transferlerinde ve online alışverişlerde yüksek kur ücretlendirmelerine tabi olmadan işlemlerini gerçekleştirebilmek de yer almaktadır. Ülkemizde, 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe giren Dijital Bankaların Faaliyet Esasları ile Servis Modeli Bankacılığı Hakkında Yönetmelik ile müşterilerinin ana bankası olma hedefini taşıyan e-para lisanslı FinTekler’in pazara girişi sağlanmıştır.

Müşteri Odaklı E-Dönüşüm

Dünyada klasik ve geleneksel bankacılık işleyiş ve prosedürlerin terk edilmesinde ve FinTek bankacılığı modellerinin yaygınlaşmasında birçok etken sayabiliriz. Tüketici ve kullanıcı dostu uygulamalar ile finansal hizmetlerin çok daha kolay ve az maliyetli olarak sunulması, müşterilere 7/24 bankacılık hizmeti sağlanması, fatura düzenlenmesinden iade süreçlerine kadar müşterilerin nakit taşıma derdi olmadan kartlı ödemelerini temassız olarak yapabilmesi, temassız ödemelerin aynı zamanda mobilden NFC sistemleri ile entegreli yapılabiliyor olması, para yatırma/çekme, para transferi, fatura ödeme gibi işlemlerde karekod uygulamasının yaygınlaşması,  alışveriş esnasında bankalar tarafından şubeye gitmeden anında kredi imkanlarının sunulması ve daha nicelerinin olduğu birçok örnek söz konusu. Bu hizmetlerin ortaya çıkışında ise tek bir motivasyon bulunabiliyor diyebiliriz; Müşterilerin beklentilerinin daha fazla hız ve kolaylık, daha az maliyet yönünde gelişmesi ve hep daha yenilikçi uygulamaların sisteme dahil edilmesini istemeleridir. Bu nedenle, müşteri beklentileri ile teknolojinin birleşmesinin sonucundan bankacılık sektöründe dijitalleşme fenomeni ortaya çıktığını söyleyebiliriz.  Gelin biraz daha detaylı FinTek tabanlı yeniliklere ve pazardaki sistemlerin zorluklarına bakalım.

FinTek’in, bankacılık sektöründe sunulan ürün ve hizmetlerin iyileştirilmesinden ziyade, ürün ve hizmetlerin sunuluş biçimlerini kökten değiştirme ve var olan iş modellerinde devrim yaratma gibi fonksiyonları bulunmakta. Bu fonksiyon, en belirgin şekliyle, geçmişte ticari işler ve bireysel harcamalar için yapılan ödemelerde nakit, çek, poliçe ve bono gibi kıymetli evrakların kullanılmasından kredi kartlarına geçiş yapılmasında, günümüzde ise kredi kartlarından teknolojinin gelişimi ile QR kod ve SMS doğrulama sistemi üzerinden dijital cüzdana geçiş yapılmasında ve bireyler tarafından tercih edilen ödeme aracı haline gelmesinde kendisini göstermiştir. Bu süreçte müşteriler tıpkı fiziki olarak taşıdığı cüzdanlar gibi dijital cüzdanına yükleme yaptığı nakit parayı hem mağazalarda hem de online ödemelerde kullanabilir hale gelmiştir. Hatta kimi dijital cüzdanlar, alışveriş sırasında bakiyenin yetersiz kalması halinde tanımlı olan banka veya kredi kartından eksik kalan tutarı hızlıca çekebilmektedir.   PayPal’ın öncülük ettiği ödeme hizmetlerindeki bu en başarılı FinTek uygulamalarından biri olan dijital cüzdan ile kullanıcılar ihtiyacı olan alışverişi anlık ve hızlı temassız bir şekilde gerçekleştirebilmektedir. Dijital cüzdan kullanımı konusunda bir diğer önemli etken ise sürdürülebilirlik olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüketiciler üyeliğinin bulunduğu cüzdan üzerinden fiş ve faturalarını elektronik olarak görüntüleyebilmekte ve kâğıt israfının önüne geçmiş olmaktadır. Bu durum şirketler açısından ise girdi maliyetlerinin azalmasında karşımıza çıkmaktadır.

Dijital Dövüşüm ve FinTek Regülasyonları

FinTek’in bankacılık sektörü üzerinde sunmuş olduğu inovatif uygulamaların müşteriler ve kullanıcılar açısından pek çok avantaj sağladığı yadsınamaz bir gerçektir. Ancak bu durum, bankacılık ve sigortacılık gibi pazarlardaki yerleşik oyuncular ile pazardaki yeni oyuncular arasındaki rekabet dinamiklerini derinden etkilemiştir. Öyle ki, bankaların müşterilerine ihtiyaç duyduğu hizmetleri Web, Whatsapp ve portal gibi dijital kanallar üzerinden sunması ve finansal süreçlerini dijitale taşıması için büyük ölçekte yatırımlar ayırması öncelik haline gelmiştir. Bu noktada pazara yeni dahil olan ve dahil olacak ödeme hizmetleri alanında faaliyet gösterecek olan dijital tabanlı FinTek şirketleri ile halihazırdaki finansal kuruluşlar arasında kıyasıya rekabet olduğunu/olacağını söylemek yerinde olacaktır. Özellikle, bankalar ile ödeme hizmetlerine aracılık eden Google ve Amazon gibi teknoloji devi şirketlerin, başlangıçta, sahip oldukları pazar gücü ve müşteri portföylerinden dolayı hakim durumda olmalarıyla, ister istemez FinTek tabanlı Startuplar için dışlayıcı etkileri olmuştur. FinTek şirketlerinin piyasada bir yer edinmesi ve konumunu koruması için pazarın dinamiklerine uygun kreatif ve müşteri odaklı olmasının yanı sıra regülatif korumalara da ihtiyacı olmuş ve olmaktadır.

2022 yılına gelene dek, yerleşik finansal kuruluşların, sahip olduğu altyapı ve müşteri portföy gücünü kullanarak pazara girmek isteyen yeni oyuncuları tek taraflı olarak veya kolektif bir şekilde dışlayıcı uygulamalarına tanıklık etmiştik. Bunun en güzel örneği kuşkusuz Rekabet Kurulu’nun 07.09.2017 tarih ve 17-28/462-201 sayılı Bonus kararında açıkça görülmektedir. Ödeme hizmeti sağlayıcı kuruluşlara yönelik alt lisanslama yasağı gibi rekabet kısıtlayıcı eylemlere maruz kalmış FinTek tabanlı ödeme hizmeti sunan şirketler, günümüzde, kendilerine ait sanal POS ürünleriyle üye işyeri ağını genişletme imkanına sahip. Dolayısıyla, finans kavramının artık bankaların tekelinden çok ‘paylaşarak büyüme’ ekseninde dönüşüme uğradığı söylenebilmektedir. Bu büyümenin altyapısını ve temel taşlarını ortaya koyan regülasyonlar ise ülkemizde Elektronik Bankacılık Tebliği, Uzaktan Müşteri Edimi Tebliği ve Ödeme Sistemleri Tebliğ’dir.

Böylesine rekabet dolu bir ortamda günümüze kadar hem yerel otoriteler hem de Avrupa Birliği otoriteleri tarafından bir dizi direktif, yönetmelik, kanun yayınlanmış ve belli başlı yeknesak kurallar getirilmiştir. Başlangıçta yerleşik finansal aktörlerin hâkim durumunu kötüye kullanarak ödeme hizmetleri sağlayıcılarını ve elektronik para kuruluşlarını ekosistem dışında tutma icraları bulunmaktaydı. Özellikle, Avrupa Birliği’nin Ödeme Hizmetleri Direktifi 2 (Payment Services Directive) (PSD2) ile Türk Hukukundaki Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun, FinTek tabanlı üçüncü parti hizmet sağlayıcılarının banka piyasalarına girişinin temellerini ve kurallarını oluşturmuştur. Söz konusu direktif ile bankalar adeta platform rolü üstlenmiş ve Hesap Bilgileri Hizmet Sağlayıcıları (Account Information Service Providers) kavramı ortaya çıkmıştır. Söz konusu kavram en basit şekilde banka müşterilerinin tıpkı numara taşır gibi hesaplarını sözleşme yenilemeden başka bir bankaya taşımasına olanak sağlamıştır. Bu noktada banka müşterilerine sunulan en verimli diğer kolaylık ise hesap numarasının (IBAN) ve finansal geçmişinin değişmeyecek olmasıdır. Bu noktada banka hesap sahipliği artık bir ürün değil hem hizmet hem de hak olarak görülmektedir. Öte yandan, direktif ile FinTek’in finansal sektördeki en ezber bozan uygulaması ‘Açık Bankacılık’ olgusunun yaratılması diyebiliriz. Buna göre, müşterilerin sahip olduğu tüm banka hesaplarına bir platform ekranı üzerinden erişimi, müşterinin transfer ve hesap bilgilerinin üçüncü kişi hizmet sağlayıcılara vereceği izin ile belirli koşullar çerçevesinde paylaşımı, kripto paraların dijital cüzdan ile yönetimi, ortak bir müşteri havuzu yaratılması, yatırım tavsiyelerinin dijital danışmandan alınması, online ödemeler yapılması gibi müşteri bazında işlem yapılabilmesinin önü açılmıştır. İzah edilen bu hizmetler ile müşterilerin özellikle pandemi sebebiyle evde oldukları bu dönemde kimlik tespiti ile ödemelerini gerçekleştirmesi ve kredi finansmanlarından yararlanması oldukça basitleştirilmiştir.

Hedef Maksimum Dijitalleşme

Her ne kadar şu an için FinTek şirketlerinin pastadan büyük bir pay sahibi olduğunu söylemek mümkünse de bankaların da sektördeki hakimiyetlerini kaybetme niyeti olmadığını söyleyebiliriz. Bir sonraki yazımızda ele alınacak açık bankacılık ve neobankacılık hizmetlerinde bu rekabet ivmesinin daha da artacağını gösteren parametreleri inceleyeceğiz. Belirtmekte fayda var; rekabet kızıştıkça kazananların müşterilerin olması kaçınılmaz. Bekleyip göreceğiz.